Kıbrıs adası
yüzyıllardır birçok yönetim görmüş jeopolitik konumu oldukça önemli olan bir
kara parçasıdır. Tarih boyunca birçok uygarlık ve milletin hâkimiyet kurmaya
çalıştığı mühim bir adadır, Kıbrıs Adası. Ada ilk çağda Mısırlar, Hititler,
Fenikeliler, Persler ve birçok Mezopotamya uygarlığının; orta çağda Bizans ve
diğer Batı milletlerinin daha sonra Osmanlı Devleti’nin yönetimine tanıklık
etmiştir. Uzun yıllar Osmanlı’ya bağlı olan Kıbrıs, 93 Harbi’nin ardından
İngiliz sömürgesi durumuna
düşmüştür. Lozan Barış Anlaşması ile Kıbrıs halkı Türk ya da İngiliz vatandaşlığı arasında seçim yapmak zorunda bırakılmış, Türk vatandaşlığını tercih edenler adadan göç etmek durumunda kalmıştır. Adadan kitleler halinde göçün zararlı olabileceğini düşünen Gazi Mustafa Kemal Paşa Kıbrıs’a temsilciler göndererek göçün durmasını sağlamıştır. Adada 80 yıllık İngiliz yönetiminin ardından Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla bağımsız bir devlet kurulmuştur. 1974’te Yunan Darbesi ve Rumların Türkleri imha etme faaliyetlerinden dolayı Türkiye Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatmıştır. Harekât sonrasında Türk ve Rum yönetimleri ayrıldı ve Türk sınırlarında Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edilmiştir. 1983’te Kıbrıs halkının isteğiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti resmen kurulmuştur. Halen adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olmak üzere iki devlet hüküm sürmektedir.
düşmüştür. Lozan Barış Anlaşması ile Kıbrıs halkı Türk ya da İngiliz vatandaşlığı arasında seçim yapmak zorunda bırakılmış, Türk vatandaşlığını tercih edenler adadan göç etmek durumunda kalmıştır. Adadan kitleler halinde göçün zararlı olabileceğini düşünen Gazi Mustafa Kemal Paşa Kıbrıs’a temsilciler göndererek göçün durmasını sağlamıştır. Adada 80 yıllık İngiliz yönetiminin ardından Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla bağımsız bir devlet kurulmuştur. 1974’te Yunan Darbesi ve Rumların Türkleri imha etme faaliyetlerinden dolayı Türkiye Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatmıştır. Harekât sonrasında Türk ve Rum yönetimleri ayrıldı ve Türk sınırlarında Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edilmiştir. 1983’te Kıbrıs halkının isteğiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti resmen kurulmuştur. Halen adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olmak üzere iki devlet hüküm sürmektedir.
Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’ı Fethi
Osmanlı
Devleti, Kıbrıs’ta üslenen korsanların Akdeniz’den geçen gemilere
saldırmalarını önlemek ve Katolik Venediklilerin baskısı altındaki Ortodokslara
yardım etmek için 1571 yılında Kıbrıs’ı fethetti.
Elbette bu
fetih hareketinin nedenlerini bir cümlede sıralayıp bitirmek yeterli olmaz.
Olası bir haçlı saldırısında Venediklilerin elinde bulunan Kıbrıs önemli bir üs
olacaktır. Ayrıca Akdeniz ticaret yollarının en önemli uğrak noktası olan
Kıbrıs ekonomik açıdan da çok mühimdi. Osmanlı’nın Kıbrıs’ı istemesinin bir
nedeni de dini hassasiyetlere dayanmaktadır. Kıbrıs’a İslam orduları tarafından
24 sefer yapıldı. Bu seferlerin ilkinde efendimizin süt halası Ümmü Haram
şehit düşmüş ve cenazesi Larnaka bölgesine defnedi. Peygamber
sülalesinden birine ait olan bir mezarın Hristiyanların elinde olması İslam
Âlemi tarafından hoş karşılanmıyordu. Bu durum halifelik makamına sahip
Osmanlı’nın sorumluluk almasını gerektiriyordu. Tüm bu sebepler göz önünde
bulundurulduğunda Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’ı fethetmesinin zorunlu hale
geldiği söylenebilir.
Kıbrıs Türklerinin Kökeni
Osmanlı
Kıbrıs’ı aldıktan sonra adanın gelişmesi için 10.000 civarında sanatkâr ailenin
gönderilmesine karar verir. Ayrıca adayı korumakla görevli 20.000 askeri de bu
sayıya eklersek toplam 30.000 kişilik Anadolu insanı Kıbrıs Türklerinin
kökenini oluşturur.
Kıbrıs Rumlarının Kökeni
Jeopolitik
dönemlerde adanın Anadolu’ya bağlı olup sonradan ayrılmış olduğunu kanıtlayan
delillere dayanarak Kıbrıs’ın ilk yerli halkının da Anadolu’dan geldiğini
söyleyebiliriz. Ancak adadaki Rum halkının kökeni ilginçtir. Tarih boyunca ada
hiçbir zaman Yunan egemenliğine girmemiş ve hiçbir zaman Yunanistan’dan
Kıbrıs’a büyük çapta göç yaşanmamıştır. Adada bulunan yerli halk başta Bizans
olmak üzere birçok işgalci ulusun etkisi altında kalmıştır. Bizans’ın dini-kültürel etkisine maruz kalan
halk aslında Rum olmasa da zamanla kendini Yunanlı görmeye başlamıştır.
20. Yüzyılın Ortalarında Kıbrıs
Sorunu
Yunanistan’ın
bağımsızlık kazanmasıyla birlikte Megola İdea inancı tüm Rumlarda etkili olmaya
başladı. Adadaki İngiliz sömürgesine karşı “Enosis” istiyordu. Yunanistan’a
ilhak olmak isteyen Rumlar 50’li yıllarda terör faaliyetleri yürütmeye
başladılar. Rumların aksine Türkler Enosis yerine “Taksim” i savunuyordu. Türkler
kendilerine ait bölgenin Türkiye’ye bağlanmasını istiyordu. 58 Zürih ve 59
Londra anlaşmasıyla Kıbrıs’ta iki fikre alternatif yol olarak düşünülen
bağımsızlık fikri hâkim oldu. Böylece Yunanistan ve Kıbrıs Rumları Enosis
politikasından, Türkiye ve Kıbrıs Türkleri Taksim politikalarında vazgeçtiğini
ifade etmiş oldu ve Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Yine de taraflar önceki
politikalarından tamamen vazgeçmeyip faaliyetlerini gizliden yürütmeye devam
ettiler.
Harekât Öncesi Genel Durum
Harekât
öncesi dönemde Kıbrıs Türklerine karşı yapılan soykırım faaliyetleri son
noktaya ulaşmıştı. Öte yandan Türkiye de dış politikada itibarlı bir seviyede
değildi. Daha önce Kıbrıs’a çıkartma girişimleri olsa da dış kaynaklı
talimatlarla ordumuz ve milletimizin onuru zedelenmişti. Konuyu dönemin Genel
Kurmay Başkanı Semih Sancar şu sözlerle ifade etmiştir, “13 senedir haysiyeti
Markarios tarafından rencide edilen bir ordunun komutanıyım.” Türkiye’nin dış
politikada zayıflığını gözler önüne seren en bariz örnek o dönemde yaşanan
haşhaş krizidir.
Amerika,
Türkiye’de ekilip ürün elde edilen haşhaştan Amerikan gençlerin uyuşturucu
yapıp kullandıklarını bahane ederek haşhaş ekiminin durdurulması talimatını
verdi. Gerçekte Amerika haşhaştan elde edilen ve ilaç yapımında kullanılan
değerli alkaloide maddesinin piyasasını kontrol etmek istiyordu. Bu talimat
dönemin koalisyon hükümetinde tartışmalara sebep oldu. Nihayetinde MSP’li
vekillerin baskılarına dayanamayan Ecevit bazı bölgelerde haşhaş ekimine onay
verdi ve bunu Türkiye büyük bir başarı olarak değerlendirdi. Bu örnek herhalde
Türkiye’nin dış politikadaki bağlılığını anlatmada yeterlidir. Ancak buna
rağmen harekâtı gerçekleştirip Kıbrıs’a merhem olması, cesaret isteyen mühim
bir olaydır.
Ve Harekât…
Dönemin
koalisyon hükümeti başbakanı Ecevit haşhaş müjdesini vermek üzere Afyon’da bir
miting düzenlemek istedi. Etimesgut Havaalanında Ecevit’i uğurlayan ekibe
Kıbrıs’ta Yunan darbesinin olduğu haberi geldi. Hava Kuvvetleri Komutanı Emin
Alpkaya Paşa haberi başbakan yardımcısı MSP’li Erbakan’a ileterek Ecevit’in
Afyon seyahatini ertelemesini teklif etti. Ecevit, Erbakan’dan Bakanlar
Kurulunu toplamasını ve duruma göre kendisini çağırmasını söyleyip Afyon
seyahatine devam etti. Ecevit Afyon’dan döndükten sonra MGK toplanmış ve
toplantıda uzun tartışmalar yaşanmıştı. Toplantıda CHP’li üyeler İngiltere’ye
gidip anlaşma yapmak istese de MSP’li üyeler İngiltere’nin Rumlar tarafında yer
alacağını ve bunun bize zarar vereceğini savundu. Nitekim Ecevit Londra’ya
gitti. Ecevit’in yola koyulmasının ardından başbakan vekili konumundaki
Erbakan, Sancar’a harekât için hazırlık emri verdi. Ecevit İngiltere’den ret
cevabı ile döndüğünde tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Türkler bu sefer “Ya
Taksim Ya Ölüm!” sloganıyla hareket ederek denizden ve havadan çıkarma yaptı.
Harekât döneminde ve sonrasında ciddi tartışmalar, ambargolar vs. yaşansa da
harekâtın ardından Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu ve 1983’te Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti adıyla bağımsızlığını ilan etti.
***Harekât Döneminde Yaşanan İlginizi
Çekeceğini Düşündüğüm Çok İlginç Hikâyeler Mevcut. Merak Edenler Kaynaklar
Kısmında Belirttiğim Süleyman Arif Emre Beyin Kitabını İnceleyebilirler.***
Yararlanılan Kaynaklar
-Satılık Ada
Kıbrıs, Erol Mütercimler, 8. Baskı, Alfa Basım Yayım
-Siyasette 35 Yıl, Süleyman Arif Emre, Keşif Yayınları
-Kıbrıs Barış Harekâtı’nın Nedenleri Gelişimi Sonuçları, Sebahattin İsmail, Akdeniz Haber Ajansı Yayınları
-150 Soruda Kıbrıs, Sabahattin İsmail, Kastaş Yayınevi
-Türk Basınında KKTC’nin Kuruluşu, Filiz Köksal
-Kıbrıs, Elli Yılın Hikâyesi, Rauf Denktaş, Akdeniz Haber Ajansı
-Çeşitli Makaleler
-Siyasette 35 Yıl, Süleyman Arif Emre, Keşif Yayınları
-Kıbrıs Barış Harekâtı’nın Nedenleri Gelişimi Sonuçları, Sebahattin İsmail, Akdeniz Haber Ajansı Yayınları
-150 Soruda Kıbrıs, Sabahattin İsmail, Kastaş Yayınevi
-Türk Basınında KKTC’nin Kuruluşu, Filiz Köksal
-Kıbrıs, Elli Yılın Hikâyesi, Rauf Denktaş, Akdeniz Haber Ajansı
-Çeşitli Makaleler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder